14 Aralık 2010 Salı

kırmızı beyazım,bayrak gibi,kan ve süt gibi..karanfille kesme şeker gibiiiii.




Oğlum için önemli bir gün. Doğal olarak benim içinde öyle.. Tam bir yıldır bu okul gösterisine hazırlanıyoruz... Ee iş böyle olunca biraz elimi ayağımı düzeltmek ve yazın havasına girebilmek için önce bir kuaföre atıyorum kendimi, saç sakal ne varsa toparlayıp güzelleşiyorum…

Manikür yapan sevgili arkadaşın elinde, hayatımda denemeyeceğim renkte bir oje var. Fosforlu pembe, ama her nedense gözlerimi alamıyorum ve dayanamayıp dile getiriyorum… dili kopasıca sus işte! "Ne kadar hoş ojelerin rengi, gerçekten" deyince,"aman severim ben böyle o...renklerini" diyor arkadaş... bunun üzerine tam anlamıyla bir patavatsızlık örneği sergileyerek "ay ama öyle demeyin herkes o...renklerini taşıyamaz, siz gerçekten, çok güzel taşımışsınız " diyorum. Sözüm ona , bayan arkadaşı onurlandırıyorum ve cümlem bitirdiği anda ne dediğimi algılıyor beynim ve başlıyorum daha da çok saçmalamaya…"yani bu bir tarzdır,bir kokoşluktur,yani şeyy,yanii herkese yakışmaz,hatta herkes yakıştıramaz demek istiyorum şeyi, neyi? ımmm, size çok yakışmışşş hmm bunu söylemiştim dimi, olldu o halde. Başka bişi bulmalıyım hemen!...

Ya bakın ne dicem size, bana da sürelim mii ne dersiniz? bakalım ben taşıyabilecekmiyim" diyerek kendimi de bitiriyorum "tabi"..."tabi" diyor... bittiğinde yarım saat gözümü ayıramıyorum tırnaklarımdan dokunsanız ağlıyacağım . Nasıl olsa aşağıdaki markette aseton bulunur diye düşünerek çıkıyorum ama bir eksik var sanki,yüzümde renk eksik...eller göz kamaştırıyor, tamam ama yüz olmadı.

En iyisi biraz solarium a girmek, diyerek hemen atıveriyorum kendimi, bir salona... on beş dakika sonra kan ter içinde çıkıyorum… her şey normal görünüyor..en azından o ilk yarım saat içinde…Akşam son hazırlıklarımı yapıyorum...

Giyinip süslenip çıkıyorum ,son bir kez aynaya bakıyorum değişen bir şey yok hala bembeyazım... Allah Allah bir gariplik var bu işte ama du bakalım…
Bir ara gösterinin heyecanından mıdır bilinmez, böyle sırt taraflarımda, ince ince bir kaşınma, bir yanma, bir garippp sızı beliriyor... Önce aldırmıyorum,sırtımı duvara sürte sürte kaşıyorum çaktırmadan… gösteri bitiyor eve zor atıyorum kendimi. Allahım sırtımda yangın çıktı da ben mi fark edemiyorum noluyorrrr...
Ne mi oluyor?. Hadi tartışalım..sizce bir insanın aptallık derecesi neye göre belirlenir önce bana bi bunu söyleyin... Siz düşünün ben burdayım...düşünün düşünün...

Duşa atıyorum kendimi...iyi geliyor...sabah bir toplantı var ve şıkır şıkır olmalıyım...Sabahları aynaya baktığında kaçınızın sıçrayarak kendinden korkuyor...bir kadın kendi yüzüne bu kadar yabancı olabilir mi ve her gün aynı soruyu sorar mı bir aynaya? “sende kimsin ve ne istiyosun benden?”:))

İş üzerimi giymeye geldiğinde bir çığlık atıyorum sırtımmmm..ah be kızım ah be kızım bi dön de bakıver ne var o sırtta olmaz mı???

En sonunda iç sesimi algılayan beynim, dönüverince aynaya, olduğu gibi kalıyor bir on dakika...şöyle bir kadın düşünün aynada, evet elbette çıplak,ama baş tamamen geçirdiği şokun etkisiyle geriye dönük bir kol geride, böyle buruşturulmuş gazete kağıdı misali aynadayım. Peki ya üzerimde ki bu kırmızılık nedir? pelerin mi?? hıı? höö? bu da ne?!!

Allahım! sana geliyorum yine! Sırtım ciğer gibi yüz beş dereceden yanık! ön tarafım bembeyaz kırmızı beyazım milli takım forması gibi,bayrak gibi,kan ve süt gibi..karanfille kesme şeker gibiiiii..kırmızı beyazzzz!!!!

Tüm bir günüm, sevgili arkadaşlarımın,aklıma hitaben yapmış oldukları konuşmalarla geçiyor tabi...hoş değilll… hemde hiçç! :SS Yani yanmanın ne derece acı verdiğini bilmesem hepsinin üzerine benzin döküp yakma duygusunu da taşıyorum içimde...

Akşam spor salonuna gittiğimde ise dalga konusu tavan yapıyor tabii... kırmızıııı,beyazzz...en büyükkk… Türkiyeeeee!!! sloganlar bittiğinde, fosforlu cevriye söylenmeye başlıyor...algılamıyorum önce,birden o ampül sol tarafımda fuşya fuşya parıldıyor ojelerim! Aman Allahım!:((olayı toparlamaya çalışmam kem küm etmem bi on dakkamı alıyor tabi, ama ıkınıp sıkıldığımı gören bir arkadaşım sözüm ona beni rahatlatmaya kalkıyor..."Ya, Meral’cim bişi söylicem kızım valla ben hayatta sürmem ama sen güzel taşımışsın bu ojeleri ya valla bak..

……(kal gelmiş)
Tuhaf bir şekilde etrafımdaki her kadın ojemin numarasını soruyor...ve her biri benimle aynı cümleyi kuruyor "şaka maka aslında ben de hayatta kullanmam ama sen çok güzel taşımışsın!" taşımışım hmm taşıyorum yani ..

Ee ben şimdi taşıdığım ve bana yakışan bu ağır yüke mi yanayım, yoksa solarium cihazının ön ısıtmasını açmayı unutup arka tarafını son hızda çalıştırarak, kendimi cayır cayır yaktığıma mı? Akılsızlığıma mı?..hmm bence de öyle..sizi duyuyorum…

10 yorum:

  1. ne zaman oldu bunlar :))
    Allah iyiliğini vermesin emi... :)

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Ve...Sonunda!!!

    Meralcim, hoşgeldin :)
    Şükür kavuşturana!!!
    Nihayet güncellenmiş gördüm burayı...
    Kırmızı beyazım, fuşya fuşya parlayan ojelerini severim ben senin :))
    Solarium da kendini yakmak akılsızlık değil..Rehavetten olmuştur o :)) Neler yakmıyoruz ki..
    Dolayısyla beni duyar gibi falan olamadııınn, naberr :D ;)
    O kırmızı-beyaz böyle durmuştur sende ayrıca şeker :))

    Tekrar hoşgeldin !

    YanıtlaSil
  5. canım hoşbuldum:)) uzun zaman oldu kaçtım buralardan başka diyarlardaydım:)) söylediklerini yaptım düzelttim umarım olmuştur..izin almak ne demek elbette yapabilirsin canım:)..umarım senin içinde herşey güzel gidiyordur:) bende de değişiklikler olmadı değil bu arada..du bakalım nasıl başlayacakikinci bölüm:))

    YanıtlaSil
  6. efsa meleğim:) benim hayatımda enteresan geçmeyen bir gün ya da döneme rastlamak mümkün mü?:))

    YanıtlaSil
  7. Nereye, hangi diyarlara kaçtıysan kaçtın, sen mutlu ol yeter ki. Ama bu kadar ara verme bir daha lütfen...
    Ben nasıl mıyım? Her şeyin her zaman güzel gitmesi mümkün mü? Dönem dönem değiş tokuş oluyor maalesef :)) Hayat bunun adı
    Şimdiii, madem okeyledin, hemen yapıyorum o dediğimi o halde..
    Çok teşekkür ederim Meralcim..
    İyi geceler diliyorum....

    YanıtlaSil
  8. iyi geceler canım benim ne demek:) inşallah ara vermem du bakalım:)

    YanıtlaSil
  9. Sitenize, büyük bir keyifle takip ettiğim sevgili Zeugma'nın sitesinde yer alan o içten gülümseyişin sinerjisi ile ulaştım...

    Biyografinizi yazdığınız o samimi uslubunuz ve oğlunuzun gösterisi öncesindeki o tatlı telaşınız ve kadınca ön hazırlıklarınız içinde geçirdiğiniz süreçleri de yine öylesine hoş anlatmışsınız ki!..hem tebessüm ettim rengarenk ojelere:) hem de üzüldüm solaryum akıbetine:(...çok geçmiş olsun...
    (("diyor ki sağlık üzerine ihtisas yapmış uzman bilir kişiler: en güzel yakışan renk insanın kendi öz rengi imiş:)solaryumlar cild için daha kalıcı ve hasarlı izler bırakırmış!Allah mahafaza!diyeyim bu arada... "))

    Madem yeninden başlıyorsunuz blogda yazmaya ben de pek hoş kaldım bu güzel anlatıma...sizi bende takip ediyor olacağım...

    Kaleminiz, yüreğiniz ve yaşamınız güzelliklerle dolu olsun...Ve yüzünüz hep gülsün :)

    Sevgi ve esenlikler dilerim...

    YanıtlaSil
  10. sevgili esmir çok teşekkür ederim güzel sözlerin için.. sanıyorum yaş biraz ilerlemeye başladı mı insand aöz möz kalmıyor ..güzel olmak daha da daha da daha derken böyle sonuçlar olabiliyor tabi:)) söz konusu ben olduğumda ise hiç bişey normal gelişmiyor:)) hepimizin yaşamında güzellikler olsun inşallah..tekrar teşekkür ediyor ve hoşgeldin diyorum:)

    YanıtlaSil