4 Haziran 2009 Perşembe

plastik bebekk,hediye ve erkeklerrr...



Beyler Allah adını verdim eşlerinize, ya hediye almayın ya da azıcık eşlerinizin zevklerini keşfedin yaa!
Kızlar toplantısının olağanüstü hal toplantısı: Aşağıda isimlerini okuyacağınız kişiler,bunca şeye rağmen hala evli kalmak istediklerinden dolayı gerçek isimleri ile deşifre edilmek istemediler,elbette saygı duyuyorum.

Birkaç kız arkadaş toplanmış, kahve falı bakıp, eşleri çekiştirirken,telefon çaldı.telefonun diğer ucundaki sesin ne söylediğini anlamak mümkün değildi ama sürekli birinin annesini sık sık anıyor hürmetlerini dile getiriyordu. Allah Allah hayırdır gece gece dedim... “hanım efendi az bir durun ne bağırıyorsunuz bu da kulak canım” deyince, hürmet sözcükleri bana yöneldi. Arayan demetti.”yuh yahu meral pes ettim artık kesin bu adamı boşuyorum” “hadi bismillah hayırdır canım dur sakin ol önce bir derin nefes al sonra boşarız gerekirse de ne oldu”? Oğuz dedi”.”Bu adam beni delirtmeye programlı sanki ay çıldırıcam ya meral” deyince durumun ciddi olabileceğini düşündüm”canım, bak ne diyeceğim, şu an mery, zeynep, pelin ve ben kızlar partisindeyiz ve tam bizde bu konu üzerine bir seminer düzenlemiştik ki sen aradın hadi hemen çık buraya gel! Bekliyoruz”. “İyi o zaman kapıyı aç zaten aşağıdayım”
mumlar, şarap, tütsü loş ışıklar, fonda harika bir müzik ve biz kızlar evet yine toplandık.

Demet ve oğuzun yedinci evlilik yıl dönümleri. Demet evde çok romantik bir yemek hazırlığı yapmış, eşini bekliyor. Eşi geliyor mumlar yanıyor, yemekler yeniyor. Oğuz şiir yazmayı seviyor ama bir türlü yıllardır biriktirdiği şiirleri toparlayamıyor ve hep bu nedenle de dert yanıyor. Bir gömlek çıkıyor. Demet ise hayatında hiç ama hiçbir zaman yeri olmayan pötikareli gömleği görünce her zamanki özel gün hediyelerinde yaptığı gibi, hiç renk vermeyerek teşekkür ediyor ama içi şişiyor tabi. Masadan kalkıyor. Hediye alma sırası oğuzda demet elinde bir cd ve bir kitapla geliyor. Müzik setine yerleştiriyor cd yi… Bir şiir cd si bu. Oğuza yabancı gelmiyor ne ses nede şiirler. Hemen ardından kitabı veriyor. Demet eşinin şiirlerini en nihayet toparlamış ama ruhuna jest olsun diye de kendi sesinden eşinin şiirlerine hayat vermiş, nice yıllara sevgilim senin için diyerek, banyoya gitmek için izin istiyor...

Kızları toplamak zor olmuştu belki ama dağıtmak çok kolay oldu… Herkes en yakın bulduğu yere burnunu siliyor ve bir off çekiyordu... Bir kahkaha patlattım... Kızlar bir açıklama bekliyorlardı bu laubaliliğim karşısında... annemin çok kızacağını bildiğim halde onlara özel bir anımızı anlatmak zorunda kaldım...
Yıllarca aldığımız hiçbir hediyeyi beğenmeyen annemiz aldığımız her hediyenin ya başka rengini soruyor, yada yahu siz bu güne kadar hiçç ama hiççç benim böyle bir şey kullandığımı gördünüz mü diyordu. Oysa babam ona ne de güzel hediyeler aldığını düşünüyordu kendince...iki metre boyunda pirinç bir Maraş mangalı,dört metre boyunda bir ağaç çiçek(ailece altına sığınıp o ağacın altı adlı klibi çekmiştik oysa) elli beşinci yaş günü hediyesi gümüş sallantılı küpe ve kolye takım, hatırladıklarımdı...ve her hediye sonrası babam annemin yüzündeki ifadeyi bize şikayet ediyor “ben şu annenize bir şey beğendiremedim diyordu..ama diyorduk ..amalarımızı açıklayamıyorduk..

Bu yılki doğum gününden bir gün önce annem babama “çocuklarımın yokluğu bazen çok canımı sıkıyor, nasılda büyüdüler, bebekliklerini özlüyorum”,diyor.ertesi akşam herkes için merak konusu ve bahis tabii...
Annem o akşam babamdan iki hediye paketi alıyor… ilk pakette şık bir kaşmir kazak var. Yüzünde ki ifade yine aynı... Sonra ikinci paketi açıyor. Bir bebek çıkıyor içinden paketin, üstelik annemin minyatürü adeta, aralarındaki bu büyük benzerlik bizimle olduğundan çok daha fazla, annemin gözleri kocaman oluyor kız kardeşime fısır fısır”Aha bu sefer işimiz kesin bitti kızım bizi çiğ yiyecek, hem de sossuz” , annemin, ardına kadar açılan güzel gözleri birden yaşla doluverince içim eziliyor…”Ya anne şaka şaka asıl hediyen bu değil kiii, biz sana şaka yaptık dimi dimi babacım bişi desene” diye öne atılırken, düğmesine basılan küçük bebek konuşuveriyor…”Anne beni parka götür” “Anne mama” “Anne acıktım”. Annem, gözlerindeki yaşlarla bebeciğine öyle bir sarılıyor ki, gerçek evlatları olan bizler ağızlarımızı toparlayamıyoruz.
Kız kardeşim ağzımdan düşmekte olan çikleti, içeri ittiriveriyor… Ayyy annem o kadar mutlu oluyor ki ayıramıyoruz bebeğinden… O gün bu gündür bebeğini yanından ayırmıyor, ona kıyafetler alıyor tokalar takıyor,ve sürekli onunla konuşuyor. “kızımmmda kızımmm benim güzel kızım “ dedikçe “efendim annecimmmm, benimi çağırdın”? diyorum, “yok yavrum kardeşini” diyor… Yıllar sonra sahip olduğum plastik bebek benim küçük kız kardeşim oluveriyor. Annem bu durumu biraz abartıyor tabi… koltuğuma oturttuğu küçük bebeği yerinden kaldırıp diğer kanapeye atınca, annemin içinden, diş macununu ortadan sıktığınızda nasıl fırtttt diye macun fırlar ya… hah ağzından alevler çıkan bir canavara dönüşüyor ev kükrüyor…”bana bakkkk kardeşine güzel davrannnn! Bir anneme bir bebeğe bakakalıyorum bir süre… “Ama orası benim yerimmmmm”!! diyorum…”aaa aşk olsun yavrum sen ablasın çok ayıp” diyor… küçük plastik kardeşimden nefret ediyorum… Bu komedi bir süre devam ediyor, tüm aile çok keyif alıyor bu evcilik oyunundan…bir küçük plastik bebek bu kadar keyif katabilir mi insanın hayatına… katabiliyor…

Duygularını çok fazla dışa vuramayan annem babama ilk kez bir itirafta bulunuyor.”bu bana evliliğim boyunca aldığın en değerli hediye... Çünkü bunun için sen beni çok düşünmüşsün... beyaz kaşmir kazağa mı ne oluyor? Onun rengi yine değişmeye mahkum, bekliyor...

4 yorum:

  1. :))))) çok sevdimmmmmm ben bunuuuu.
    Şimdi aslında "ilk sevgililer günü" ne yazmalıydım da buraya nasipmiş.
    Efenim vakti zamanında , benim şu üzün süreli ilişkim Seda bana tekmeyi atıp yazokulunda yurda sığınmıştı. Yaz tatili, napıciimm nediciimm içim içimi yiyor, atladım geldim İstanbula. Cebimdeki tüm para ile (pazarlıklar sonucu) 99 tane gül aldım Leventteki çingenlerden. Gittim yurda, Özleme verdim "dedim yatağının üstüne koy".
    Neyse ben manzarada bekliyorum, haber geldi, Seda çok kızmış, neymiş o ölü yatağı gibi (aha aynı Noyan'ın türbe olayı), reddetti hatun. Konuşmadı bile benimle.
    İzmire dönücem dönemiyom ki 5 kuruş yok cepte. Gittim meramımı anlattım bi otobüs şirketine, yolda muavinlik yapa yapa geldim.
    Bundan 2-3 hafta kadar önce İstanbula gitmiştim, Aylin'le (eski ev arkadaşım) oturuyoz, konu o 99 gülden açıldı. Meğer Seda'nın aklına gelmemiş o ölü yatağı olayı, oradaki zevzek kızlardan biri atlamış (kesin kıskananlardan biridir), bizim Seda da çook salaktı (saf diyemicem), tut sen bunu feyz al, çektir bana.
    Hani yazmışlardır ya "ahh zeki hatunlar neden bölelerini buluyo " diye. Emin olunuz zeki erkekler de malesef böle salaklarla birlikte olabiliyor. ( eet oldukça zekiyim, ukalayım noolmuş,peeh)

    YanıtlaSil
  2. yaşadığımız evrendeee 99 adet kırmızı gülün ne anlama geldiğini hemen hemen bilmeyen yoktur...tutki bilmiyor..kırmızı gülün ne anlama geldiğini bilir..hadi onuda bilmedi...çiçek ve romantik bişi olduğunu hisseder..e hadii bu sapı uzun kırmızı bitki çiçeği geldi elineee koklarsın..kokusu kaynaklı bir iç gıcıklama ve tatlı bir his belirtisi ile ulan bu adam sanırım bana güzel bişi demek istiyor dersin..diye düşünüyorum...haaa bu bitkininde ne olduğunu bilemediyse bıraksaydındaaylin ve kız arkadaşları yeselerdi barii belki tadından bişey anlarlardı:) yuhhh demem etik olmaz burda şimdi...o nedenlee..pehhh diyorum...:)
    sana gelince...zekiyim dedinde aklıma geldi erkeğin zekiliğiyle alakalı...

    Küçük Temel ve arkadaşları, kim daha zeki diye konuşuyorlarmış,Temel, ben çok zekiyumdur ,daha bir aylikken konuşmaa başlamişum..deyince..Dursun, Ta heyy sen buna zekamı tiyorsun,ben ha uç yaşima kadar kendimi kucakta taşitmişum..demiş...:)))

    YanıtlaSil
  3. Yorumlarımın tutkunu Meral hanımcım, özlediniz biliyorum , " nihayet peşimi bıraktı " sandınız. Oysa yanılıyorsunuz sayın bayan.
    (Kaç gün oldu yeter artık yeni konu yazzzzzzzz, bak yaz diyorum kaşım gözüm seyiriyoooooooooo)

    YanıtlaSil
  4. Bissmillahirahmanirrahimmmmmmmmmm:))

    YanıtlaSil