1 Mayıs 2009 Cuma

Beylere serzeniş...

Sevgili beyler, siz siz olun, bir kadına asla;
“- Ne gerek var şimdi kuaföre gitmeye? Sen böyle de güzelsin” gibi anlamsız sözler sarf etmeyin.Unutmayın ki, kadınlar enteresan varlıklardır, gerçekten samimiyetle kurduğunuz böyle bir cümle, size inanamayacağınız zararlar verebilir...
Hele ki saçına aklar düşmüş, 30’larını geçmiş bir kadına söylerseniz bu cümleleri bittinizz... o beyaz telleri göre göre “Çokk güzelsin” demeye kalkmanız genelde her iki tarafın da zarar görmesiyle sonuçlanabilir demedi demeyin... Nasıl mı? Çok basit...Bizim dahada güzelleşmek adına yaktığımız saçlarımız ve sizin kredi kartlarınız…
”Kadınlar çiçektir” dersiniz ya daima, eh bu çiçekler sulanmak, bakılmak, sevilmek ve ilgi isterler.Bir de değişimleri fark etmenizi…Mesela saçının rengi, evde yaptığı birkaç küçük değişiklik, yatak odanıza koyduğu mumlar,yeni aldığı bir bluz gibi.Aksi takdirde ''Bak işte! gördün mü! kendime bakıp bakmamam bir şey ifade etmiyorrr! yada, ''Yoksa hayatında biri mii varr? Artık beni sevmiyor, eskidim” şeklinde düşünceleri birinci asliye hukuk mahkemesine kadar götürebilir sizi.Şahsım adına, düşüncelerimde Noyan’ı Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne çook gönderdiğimi söyleyebilirim.

Size dün yaşadığım bir olayı anlatmazsam çatlarım.Geçenlerde,estiler ve aniden kuaföre gitmeye karar verdim. Sapsarı saçlarımı biiir güzell kızıla boyattım. Fark etmemek için insanın ya gözünde bant olması lazım ya da kolunda üç noktası…Kuaförüm Soner” Meral Hanım size öyle bir saç yapacağım ki 10 yaş birden gençleşeceksiniz” diyerek yüreklendiriyor beni.Nasıl yüreklenmem? “10 yaş” diyor yahu.Daha ne ister ki bir kadın? Neyse iki saatin sonunda kınalı kuzuya dönüyorum ama sonuç güzel. Ehh, ne de olsa değişimleri seven biriyim. Arabayla dönerken bir ilanla karşılaşıyorum:”Tırnak Merkezi”.Hmmm, tırnak protezi yapılıyor…Yıllardır istediğim halde oğlum yüzünden uzatamadığım tırnaklarım birden geliyor aklıma.Hoop, bir de tırnak taktırıyorum başlamışken.Eve döndüğümde yeni tırnaklarımla kapıyı açamıyorum.Bu yüzden Selvinaz’dan azar işitiyorum tabii... “Sana kaç kere anahtarını al dedim. Çocuğu uyutuyorum Meraal Hanım” diyor... Akşam eşimi karşılamak üzere çoluk çocuk kapıdayız. Ve Noyan geliyor…”Hoş geldim canım” diyerek gözlerine bakıyorum ışıl ışıl. İlk cümlesi “Hoş bulduk, hayırdır bir yere mi gidiyoruz?Valla kusura bakma, akşam maç var” oluyor.
Motivasyonunu çabuk kaybedenlerden değilmiş gibi yapanlardanım. O yüzden yılmıyorum, oturuyorum masanın başına yine ışıl ışıl.Ağzında ekmek parçası, göz göze geliyoruz bir an.Hah diyorum, fark etti.”Kız ne bakıp duruyosun öyle baygın balık gibi?” diyor.”Hiiç”.diyorum. “ Bana bak, yine kredi kartının ekstresi geldiyse biliimm yanii hiçç yemezler...Abartılı bir rakam olmasa sen böyle melül melül bakmazsın!”diyor…Bu arada dikkatimi fazlasıyla çeken bir şey var: Çatal elimde durmuyor. Sayıyorum, tam sekiz kez düşürmüşüm.Aa, aaa, ne çatalı tutabiliyorum ne de bıçağı. “ Ne oldu kara koyunum, alzaymır mı oldun yahu, elinde ne varsa düşürüp duruyorsun!”(Yahu bakıyorum da bu tırnağı biraz uzun taktırmışım be. Pilav servisi yapmaya çalışmam da anlamsız oluyor bu durumda… Neyse,”ya sabır” diyerek atıyorum kaşığımı çorbama. Tam o sırada oğlum bana çarpıyor ve çorba benimle bütünleşiyor. Hem de sıcak, çook sıcak bir halde…Avaz avaz kalkıyorum, Noyan beni banyoya kadar taşımak zorunda kalıyor. Yok, kibarlıktan değil, Halılar kirlenmesin diye! Duşa atıveriyor beni. Kaşım gözüm o mücadelede mercimeğe bulandığından duş almak zorundayım. Şaka gibi geliyor anlatınca. Ben bile inanamıyorum.Noyan başıma suyu tutarken, ben acıdan üstümü başımı çıkarmaya çalışıyorum. O acılı halimle yeniden göz göze geliyoruz. İnanır mısınız, o halde bile “Acaba fark etimi?”diye düşünmediysem kör oliiim. Noyan’da bir telaş bir telaş.”Ne oldu?” diyorum,”Merak etme, dur karıcım, iyi misin?” diyor.Allah Allah, geçen gün Arzu sandalyesiyle üçüncü ayak parmağımın yemek yemeye kalktığında ve acıdan havale geçirdiğim sırada bile bu kadar ilgilenmemişti…”Ne oldu?” diyorum. “Hayatım kanıyorsun! Heryer kan içinde, baksana! Çabuk çıkar üstünü, hastaneye gidelim!Vah Vahh!Tühh tüüh!” diyor.Suyu kafamdan çekerse saçlarımın boyasının akmayacağını söylüyorum gözün dönmüş bir halde...farketdilmiyor hala..halaa...

2005

2 yorum:

  1. İnanır mısınız, o halde bile “Acaba fark etimi?”diye düşünmediysem kör oliiim , Meral hanım, şu halimi görmenizi nasıl isterdim bilemezsiniz. Yani 2 gündür beni nasıl mutlu ettiniz, şükranlığımı belirtecek kelime bulamıyorum. Yıllardır bu kadar eğlenmemiştim.

    YanıtlaSil
  2. :))))) teşekkür ederim sağolunn bende keyf aldım gerçekten:))

    YanıtlaSil