2 Mayıs 2009 Cumartesi

Yahu siz gerçekten marslı mısınız?



İçimdeki boşluğu nasıl doldurabilirim? Sıradan problemleri olan bir kadın, ne gibi uğraşlar bularak erkeğinin dikkatini çekme duygusundan vazgeçebilir?” Bu soru günlerce beynimi yememe neden oldu… Kendimi yedim, yedim bitirdim, hop oturup hop kalktım,olmadı…Pencere yüksekliği de yeterli değil; hani düşsen, sakat kalıp ölemezsin de şimdi. Havagazını açtım, yine çözüm olmadı…

Beş yıllık evli bir kadın olarak eşimden ilk günden beri aynı şeyleri istiyorum. İtirafımdır. ( Oysa asla sıradan problemlerim olmayacaktı benim, söz vermiştim kendime.) “Aşkım biraz da benle ilgilensene.Yoksa beni sevmiyor musun? ... ‘’Televizyon seyretmesek de mum yakıp şarap içsek biraz,sonra şöyle uzun uzun sohbet etsek ne dersin’’? ... ‘’Hayatım!, yahu sana kaç kez söyledim, şu çoraplarını salonun ortasında çıkarma diye!… ‘’Ya aniden bir misafir gelse, hı’’? … ‘’Bana bak sevgili koca hanı şu beş aydır tamir etmen için boynunu bükmüş ‘benim menteşem nerede’ diye yalvaran dolap kapağı var ya… ‘’Hani, biraz daha beklerse oraya seni yerleştireceğim, haberin olsun!”

Düşünün ki bunlar ilk yıllardaki basit problemler. Vır vır dır dır… Eee, ne oldu sonunda? İşte en kötü tarafı da bu… Ben artık sıradan problemleri olan evli bir kadınım… İşte parola bu. Üstelik kariyerin ne olursa olsun; okumuş okumamış, mastır yapmış yapmamış, yurtdışında en güzel üniversiteleri bitirmiş bitirmemiş, hiç fark etmiyor.Hatta öylesi daha da hüzünlü, değil mi?Sen tut koskoca dekan ol yada koca koca şirketler önünde diz çöksün,ama sıradan ol! Olacak şey değil valla.
- Bak karıcım, sen çok boşta kaldın, kendini bana daha fazla yoğunlaştırdın, oysa bir işe girsen hepsi geçer!Yeni insanlar, yeni çevre…
- Yahu ne alakası var şimdi? Bak hayatım, elbette çalışsam seninle fazla ilgilenemem, doğru ama biz şirket kurmadık ki seninle..Ya da bir zamanlar aynı cephede savaşmış ve günün birinde İstanbul’da yolları kesişip aynı evde yaşamaya karar veren asker arkadaşı değiliz.Diyeceğim o ki, sadece benin gibi çalışmayan kadınların sorunu değil bu.Ömer’in karısı Arzuda çalışıyor, ablam da.Hatta Ayfer,Nezaket, Emel, Bülent’in karısı Gamze ve daha ismini hatırlamadığım binlerce arkadaşım da…Hem şöyle bir düşündüm de benim dışımda galiba hepsi çalışıyor, biliyor musun?
-Hadi yaa!
- Yaa! Peki onların sorunu ne biliyor musun?
- Yoo.
-Çalışan ve sıradan problemleri olan kadınlar olmak!
-Yahu karıcım iyi dedin de aklıma bir şey geldi…
- Ha canım?
- Onu bunu bırak da biz bu akşam ne yiyeceğiz? Ölüyorum açlıktan yaa. Hem birazdan Fenerin Manchester’la maçı var.Hadi be hayatım, sen ayarlarsın bir şeyler. Karısının ‘o’na bir şey demek gelmez içinden o anda.Yalnızca şöylee bir derinden bakar, o gün bugündür bakar ve hala bakar. Ve der ki:
- Ya bak kocacım benim de aklıma bişi geldi aniden.
- Neymiş o kara koyunum?
- Yahu siz gerçekten Marslı mısınız? Bir arkadaşım bana bu konuda üç ciltlik bir kitap vermişti de kale almamıştım.”Yok be Pınarcım! Ne Mars’ı Mursu, bizimki Antakyalı!” demiştim.Oysa şimdi böyle olmadığını düşünmeye başladım.Şey diyeceğim, eğer bu doğruysa, sahi bu Mars’tan niye geldiniz ki? Orda nasıl olsa bir takım kurar, futbol oynayabilirdiniz ya da panço yer,bira içer,purolarınızı- sigaralarınızı tüttürürdünüz.Hatta üçlü koltuğa her daim siz uzanabilirsiniz pekala!... Ee bu durumda Venüslü olan bizler de en azından sizleri hiç görmemiş ama varlıklarınızı bilen bir ırk olarak,sizlerle ilgili tatlı hayaller kurar,öylece dalıp giderdik başka boyutlara…Ve belki hayal ederdik bir parça, Mars dışında başka bir hayat olup olmadığını…

Yani erkeklerin nereden geldiğini pek bilemiyorum ama bizler galiba gerçekten Venüslüyüz sevgili hanımlar. Onun için gelin sıradanlığımızı kabul edip,buna bir problem değil,”Marslılarla ortak yaşam çatışmaları ve çalışmaları” diyelim, ne dersiniz? Çünkü bana göre hiçbir Venüslü kendi seçimlerinden kolay kolay vazgeçemez.Vazgeçmemelidir de.Çünkü o bir Vünüslüdür.Güzellikler,umutlar,hayaller ve sevgi ülkesi olan Venüs’ten gelmiştir.Ve bir Venüslü asla unutmamalıdır ki,hayat gerçekten hoşşşş gerisi de boştur,booşş…Yolumuz aydınlık olsun,sevgi yolu olsun,benim canım Venüslülerim.Hoşça kalın…

4 yorum:

  1. doğru söze ne denir. Eskiden bi ev arkadaşım vardı Aylin, sevgilim de Seda, bu ikisi acaip yakın arkadaşlar. Herneyse, Aylin Sedaya şikayet etmiş beni " salonun ortasında (cok afedersiniz) inek b_ku gibi bırakıyormuşum pijamayı.
    Sonradan dikkat ettim, aaaa aynı tezek! ne kadar kabiliyetliyim. Sonraları vazgeçtim bu huyumdan, ancak bir er kişi olarak, yukarıda yazdıklarınızın tamamına katılırım, malesef bizler oyleyiz

    YanıtlaSil
  2. tabiii sizde suç yokki sizi yetiştiren biz annnelerde suç...o bahsi geçen pijama bu sabah oğlumun odasının ortasında duruyordu ve ben tabiki bir anne olarak "ayyyyy canım benim sanki içinden zıplayıpppp çıkmışşşş kuzummmm" demek yerine "hööttt gel bakalım hemennn! odanı topla bir daha istemiyorum böyle bir dağınıklık!" demiş olsamm, yarın bu küçük adam senin gibi olmaz dimi...( dur yaa aaaa kesinlikle hööttt demeliyimm!!,elalemin kızından bide azar mı işitsin benimmm bitanemmm, kıyamazzzzz annesi onaa))

    YanıtlaSil
  3. Meral Hanım size anne diyebilirmiyim dicem, bu sefer kesin şaplağı yicem gibi hissediyorum.

    YanıtlaSil
  4. şaplakk mıııı:))) merdaneee dicem bendee,merdaneeeee!!!:)))

    YanıtlaSil