12 Mayıs 2009 Salı

şaaakaaaa gibii:SSS



Aslında "neler oldu neler" diye başlamak isterdim elbette ama hayatımdaki klasik şeyler dışında yaptığım tek şey yeni bir eve geçebilmek oldu... Bunun dışında,saçlarımı bu yıl da yakmayı ve yeşertmeyi başardım meselaa...
Üstelik kendimi bronzlaştırmak adına kömüre çevirme çabalarım da işin cabası tabii... Artık beni dişlerimden tanıyorlar:) Abarttığımı sananlar olmasın lütfen.
Zira geçen hafta yurtdışından dönüş yolculuğum sırasında iki bayanın bana bakarak gülüştüklerini ve konuştuklarını fark ettim. Bunun üzerine bir sorun olup olmadığını sordum kendilerine sinirli sinirli.

Kızlar gülümseyerek beni Whitney Houstan'a benzettiklerin söylemezler mi?
Kal..mışım! Şaka gibi... Ama aynada kendi suretimi görünce kızlara hak vermedim değil. Saç kara, göz kara, ten kara. İlk iş, yurduma gelir gelmez saçlarımı o hışımla sarıya çevirmek olsun dedim...
Şimdi boozz sarışın ve mutlu bir zenciyim. Neyse, kilo almalar vermeler, sarkan yerleri toparlama çalışmaları botoxlar, rutin işlerim arasında...
Ama şu sıralar gündemdeki en önemli iş, artık bir ev sahibi olmamdır. Çok şirin minik bir ev aldık sevgili eşimle.
Olmayanlara da nasip etsin Allah...
Ama mümkünse, inşaat halindeyken değil de, anahtar teslim olsun.

Sevgili dostum, editörüm, Serdar abim evimizi ilk gördüğünde "Siz bu evi bitirene kadar boşanırsınız valla" demişti. Ben de "Allah korusun canım" demiştim kendilerine... Ama haklıymış, insan tecrübeye kulak vermeliymiş şu hayatta. Allahım hayatımız bir kabusa döndü.
Şu anki durum şöyle; aynı katlarda yaşıyor ve sessizliği tercih ediyor, ağzımızdaki köpükleri silip duruyoruz.

Neler mi geldi başıma? Bütün evin kornişleri tepeme indi, perdesiz bir evdeyim. Tüm yer döşemem ağaç olduğu için çalıştı ve kabardı.
Evde hiç bir dolabın kapağı yok mesela terzi kendi söküğünü dikemez atasözü bu kadar mı doğrudur ama bu kadar mııı!!. Vitrifiye sorunu yüzünden dişimizi alt katta fırçalıyor, banyo yapmak için üst katı kullanıyor, diğer ihtiyaçlarımızı orta katta çözüyoruz.
Deeerken lağım patlıyor ve alt kat girilemez bölge ilan ediliyor... Artık daha çok arabesk dinliyorum. Ruhuma en uygun müzik türü bu şu sıralar... Eczaneye daha sık uğruyor, tansiyonumu ölçtürüyorum habire. Ama ne düşüyor ne çıkıyor anacım! Noyan da inanmıyor fenalaştığıma tabiii... Ciyak ciyak bir kadın geziniyor evin içinde dışında... Zavallı Noyan ise "Ben mi yaptım?" "Ben mi istedim karıcım yaa? Nazar bu nazar" diye yatıştırmaya çalışıyor bu deli kadını... bizim evin halleri şu ara böyle sizde ne var ne yok??...

Hadi ben müsadenizi istiyorum çünkü evin kapısı açık kaldığı için içeriye giren kertenkeleyi bulmam gerekiyor...Dualarınızı eksik etmeyin... Görüşmek üzere... Sevgiyle... Meral"
23.06.2006

7 yorum:

  1. Çok keyifli bir yazı :)
    Zencilik falan kalmamıştır ama yakındır yine..

    Ben bir kere Amerikan üssü olan bir kentte hem Japon,hem mavi gözlü, hem de dev gibi bir Amerikalı gördüm (cümleye bak)..Ama valla bak doğruuu:)))Üçü bir aradaydı..Artık anne mi Japon baba mı bilemiycem.
    Adama bakakaldım,o da bana bakıyor maymun mu oynatıyoruz der gibi :D
    Ee..evinde güle güle otur canım..Artık 2 yıl olmuş,sorun da kalmamıştır.Bu yazı da sana güzel bir anı bak :)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. hahahahaa:)))) kırmaaa yaniii vayy vay vayy bee ee ben zenci olmuşum çokmuuu o zaman dimi ama:))))
    canım benim ne evii ne evi durr daha eski yazılar bunlarrr,evi yaptım bitirdim kertenkeleyle arkadaş olduuummmm taşındım bilee...ne ev kaldı ne koca okumadınmııı hee cevapp ver okumadınmıııı ilk yazımıııı:)))

    YanıtlaSil
  3. Sizin üslubunuz da çok hoş gerçekten :) Okurken insanı gerçekten de gülümsetiyor.

    YanıtlaSil
  4. Allahım yaaaa tabiiiii şaka gibiii ama gerçekk:))))

    mit gülümsetebilmek çok keyifli..teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  5. Benzer bir durum yaşamıştım.
    Okul yılları sırasında, orta yaşın üzerinde bir adam bana bakıp yanındakine birşeyler söylüyordu.
    O zaman saçlar uzun...
    "Bir sorun mu var arkadaşım" demiştim.
    "Hayır, bir erkeğe saç bu kadar mı yakışır diyordum"
    Rengin atmıştı, kaç kere özür diledim hatırlamıyorum.
    Seninki de güzel bir anıymış...

    YanıtlaSil
  6. valla yaşarken pek o kadarda güzel olmuyo..düşünsene ben kendimi akkça pakça bi kızcağız sanarken..esmer birine değil zenciye benzetiliyorum zenciyeee:)))

    senin durumunda tam bi felaket olmuş tabiii..böyle havalı havalı gidip sorunmuu va arkadaşım deyipp..iltifat karşısında bükülmekk:))

    YanıtlaSil